Çayda, suda, çorbada, yemekte kullandığımız, tadı ve kokusu güzel olan kekik aynı şekilde kanser hücrelerini de etkisiz hale getiriyor. Kekik suyu ve çayı ile doğal yollarla sağlık arayanlarda önemli bir yere sahip. Milattan Sonra 50 yıllarından bu yana insanlar tarafından kullanılan Kekik, faydaları nedeniyle sık tüketilen bitki türleri arasında yer almaktadır. Kekik Çayı, suyu ve yağı olarak çeşitli biçimlerde kullanılan bu bitki, öksürük ve gribal enfeksiyonlara iyi gelmektedir. İşte, sık tüketilen Kekik Çayının faydaları ve kullanım türleri hakkında bazı bilgiler:
Alışılmış kekik aslında pek de alışılmış bir bitki değildir. Ufacık yaprakları canlandırıcı bir kokuya sahiptir ve etle yapılan tüm yemeklerin hoş bir tada sahip olmasını sağlar. Kekik geleneksel olarak maydonoz ve defne yaprağıyla beraber toplanır ve Fransız buket garnisi adı verilen ve çorbalara, yahniye ve diğer bazı ana yemeklere konulan çeşniye dönüşür. Küçük kekik yaprakları önemli oranda antiseptik özelliğe sahip olan bir uçucu yağ içerir. Etrüskler ve Mısırlılar kekiği ölülerini mumyalamak için kullanırlardı. Birçok erken dönem kültüründe kekik ölümle ve aynı zamanda “anla” (zamanla) ilişkilendirilmişti. Solgun mor çiçeklerinin ölülerin ruhuna huzur getireceğine inanılırdı. Eski Yunan’da kekiği cenaze törenlerinde yakarlardı; tapınaklarda tütsü olarak ve evlerde böcekleri savan bir fumigant olarak kullanırlardı. Bu bitkinin cesaret verici özelliği olduğuna da inanılırdı. Kekiğin cins ismi Yunanca’daki “cesaret” ya da “tütsüleme” kelimesinden gelir. Cesaret kısmı kekiğin izini Romalılarla beraber İngiltere’ye kadar sürmüştür. Orta Çağ boyunca kralın maiyetindeki hanımefendiler şövalyelerini kekik dallarıyla bezeli şallarla karşıladılar. Kekiğin tıbbi kullanımı M.S. birinci yüzyıla dayanır. Yunanlılar bu bitkiyi asabiyet için, Romalılar ise melankoli için kullanırlardı. Aynı zamanda bayılanları ve epilepsi nöbeti geçirenleri kekikle uyandırırlardı. Orta Çağ Avrupası’nda ve İngilteresi’nde sindirim problemlerinden romatizmaya ve menstrual şikayetlere kadar her şeyi iyileştirmek için kullanılırdı. Kekik çayı öksürüğe ve gribe karşı içilirdi. Yakın yüzyıllarda sindirim problemleri ve ciğer enfeksiyonları için popüler bir ilaç olarak nam saldı.
1. Dünya Savaşı’na kadar kekik yağı muharebe alanı antiseptiği olarak kullanıldı. Günümüzde bitki uzmanları kekiği öksürük, soğuk algınlığı, grip, bronşit ve astım için önerirler. Bu bitkiyi aynı zamanda sindirim problemleri için kullanırlar çünkü kekiğin mide ve bağırsak kaslarını yumuşatma etkisi vardır. Kekik sadece aroma ve lezzet katan bir baharat değil, kanser hücrelerini intihara sürüklüyor, mikroplar ve hücre yaşlanmasına karşı da vücudu koruyor. Bebeklerin karnı ağrıdığında da kaynatılıp içirilir, ağrıyan yere yağı sürülürdü. Öksürük başladığında da hemen çayı yapılırdı. Tazesi çıkmaya başladığında da hemen alınır ve kurutulurdu. İçerdiği uçucu yağlar ve ‘timol’, ‘rosmarinik asit, ‘karvakrol’, ‘ursalik asit’ gibi maddeler sayesinde kuvvetli mikrop öldürücü ve antioksidan etki yapıyor. Serbest oksijen radikallerinin sebep olduğu zararları engelliyor, hastalıklara karşı direnci arttırıyor. Ve yaşlanmayı geciktiriyor. Yine 10 yıl kadar önce yapılan bilimsel araştırmaların sonuçlarına göre kekiğin içerdiği maddelerden Karvakrol, tümörlerin gelişimini yavaşlatıyor. Kanser hücrelerini intihara sürüklüyor ve kanserin gelişimini durduruyor. Kekiğin diğer faydaları:
Kekiğin uçucu yağı öksürüğü iki açıdan rahatlatır. Kekik hem bir spazm önleyici hem de bir balgam sökücüdür. Yani bu bitki yalnızca öksürüğü azaltmakla kalmaz aynı zamanda bronşal balgamı temizlemeye de yardımcı olur. Kekikte bulunan birtakım uçucu yağlar (timol ve karvakrol-kekik yağı- gibi) aromatik özelliğe sahiptir. Karvakrol üzerine yapılan çalışmaların çoğu karvakrol oranı yüksek bir yağ olan kekik otu (keklik otu) yağı üzerine yapılan araştırmalardan kaynağını alır. Karvakrol ve timol aynı zamanda kekiğin balgam sökücü bir etkiye sahip olmasını ve bakterileri, virüsleri ve mantarı önlemesini sağlayan bileşenlerdir. Laboratuar çalışmalarında gözlemlenen ve üst solunum yolu enfeksiyonlarıyla soğuk algınlığına yol açan bakterilerin ve virüslerin çoğu kekik yağıyla önlenebilir. Bazı klinik çalışmalar kekiğin öksürük ve üst solunum yolu enfeksiyonunda kullanımı üzerine yapılmıştır. Bir çalışmada kekikle çuha çiçeği yağı bronşitten muzdarip hastalar üzerinde beraber kullanılmış; kekik ürününü kullanan grubun plasebo grubuna göre daha az öksürdüğü gözlemlenmiştir. Ancak bu çalışmada kekik tek aşına kullanılmadığı için çalışma sonucu nihai sonucu vermez.